Fotoğrafların da Dili Vardır

Fotoğrafların da Dili Vardır

Dil, insanı insan yapan, diğer canlılardan ayıran en büyük özelliğidir. Dil; anlamayı, kavramayı, sınıflamayı, bilmeyi, seçmeyi, gerçeği yeniden üretmeyi sağlayan yaşam biçimidir. Hayatımıza yansıyan tüm bu gerçeğin fotoğraf sanatına da sirayet ettiği kanısındayım. Kısaca fotoğrafın da bir dili olduğuna inancım sonsuz. 

Konuşan fotoğraflar.. Evet, düşünme yetimizi kaybetmediğimiz sürece karşı tarafa anlatacağımız her zaman bir şeyler var. Fotoğrafın da anlatmak istediği bir bakıma bizi düşündürebilme kabiliyeti olsa gerek. Beynin, kılı kırk yaran plan, tasarlama, kurma ve düzenleme etkinliklerinden ziyade hızlı görme, hızlı kavrama ayırt etme, seçip belirleme, yargı ve karar gerektiren fotoğrafın dili, olduğundan fazla bireysel bir çabayı ve özgürlüğü yaratır.

Çektiğimiz herhangi bir karenin üzerinde yaptığımız yorum dili, fotoğrafın bizzat kendisinde değil midir? Biz sözle yaptığınız anlatım eylemini, fotoğraf ise deklanşöre basıldıktan sonra ortaya çıkan görüntü ile yapmaktadır. Yani, sen ne kadar anlatırsan anlat, hikayenin asıl gerçeği fotoğrafın ta kendisidir. Hem çekenin, hem izleyenin inanma duygusunu doyuran fotoğraf değil midir sevgili dostlar? Fotoğraftaki görüntü nesnenin kendisi olmasa da izleyicinin başarılı ve güzel bir görüntüyü gerçekmiş gibi onunla bütünleşerek izlemesi fotoğrafın nasıl da yalın ve gerçekçi bir dili olduğunun işareti değil midir? Özetle fotoğraf; çok az nesne ve öğeyle söze-yazıya gerek duymaksızın, doğrudan hayatımızın sessiz ve dilsiz kahramanlarıdır.

Zaman zaman geriye döner, çektiğim fotoğraflara bakarım. Şaşırmamak elde değil, anlatacak ne kadar mevzuları var aslında. Hikayeleri son derece samimi ve bizden.

Misal, fotoğraflarımın ne anlattıklarına bir kulak verelim isterseniz.

leave your comment


E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

rea">